7 Nisan 2013 Pazar

"DERİN"

hayatımda olmasını istediğim insanlar var. ama uzaktalar. bi telefon uzağımdalar. ama elimi uzatsam tutamayacaklar, gece ağlasam duymayacaklar hıçkırıklarımı, omuzları ıslanmayacak gözyaşlarımla. sevdiklerimiz yanımda yoksa neden mutlu olmalıyız? sevdiklerimizle paylaşamayacaksak hayatı neden yaşıyoruz?  kavuşma günlerini iple çeker olduk, rüyalarda dokunur olduk aşklarımıza? sevdalarımızı satır aralarına sıkıştırdık. umutlarımızı gökyüzüne emanet ettik, - hani gün gelir de lazım olur diye. peki ya sevgi? o sevdiklerimizin aşklarımızın kalplerinde. en ortada. en dağınık yerleşime sahip bi yerleşke. peki ya nefret, kin?  uzakta onlar çoook uzakta.  kaf dağının ardında. bilinmezliklerin en dibinde. ormanların en karanlığında. sokakların en ıssızında. okyanusun en derininde. DERİNlerin kalbinde, hep en ıssız, karanlık noktada. DERİNLERİN en DERİNİNDE.


5 Nisan 2013 Cuma

tereddüt eder insan bazı bazı. şüpheye düşer sevdiğinden de sevildiğinden de.gölge olmadan güneş, şüphe olmadan aşk olur mu? bir insanı haftada yedi gün, günde yirmi dört saat aynı şekilde,hiçbir iniş çıkış yaşamadan sevmek mümkün mü ? hele seneler boyu.mümkün değilse şayet neden bu kadar zorlanıyoruz sevdiğimiz insanları , sevmediğimiz anlar, hatta sevmediğimiz günler olduğunu kabul etmekte?
 keşke söyleyebilsek birbirimize dürüstçe: " seni seviyorum ama şu anda değil. seni görmek istiyorum ama bugün değil"
 keşke kırılmasak bunları duyduğumuzda, rahat olsak, anlasak.
                                                                                                       Elif ŞAFAK
                                                                                                      ŞEMSPARE

4 Nisan 2013 Perşembe

Kim Bilir ???


hani radyoda bi şarkı çıkar, çok seversin, sana seni yeniden sil baştan en objektif haliyle anlatır. o şarkının sadece bi kelimesi aklındadır, sadece onu sayıklarsın. eve gelir saatlerce ararsın o tek kelimeden çıkan sonuçları google'da. bulamazsın. hüsran. bi gün biri sana bak bi şarkı var çok hoş der ve gönderir. bi bakarsın o günlerdir aradığın tek sözcüğünü saatlerce sayıkladığın şarkı. dinlersin. eskisi gibi mutlu etmez seni, zevk almazsın. o tek kelime artık değerini yitirmiştir. basittir. senden bi parça değildir. belki de hiç senin olmamıştır, kim bilir?

3 Nisan 2013 Çarşamba

bazen aylarca beklersin o anı, ama o gün o saat gelmez. belki de.. benden geriye kalan tek şey belki de...
yağmur damlalarının camdaki dansını seyretmek ne güzel şeymiş oysa, yağmurdan kaçmak neden?
toprak kokusunu neden doyasıya çekmeyiz ki içimize, neden sevemeyiz yağmuru? sırılsıklam olmaktan ne çıkar ki? yağmuru tüm bedeninle hissetmek ne kadar güzel oysa. hiç denemedin ki nereden bileceksin :/ 
ne zaman yağmurun sesini duysan, bi damla düşse üzerine koşmaya başladın, gidecek yerin olmasa bile koştun, tek amacın koşmakmış gibi. ya da uyduruktan bi şemsiye açtın, rüzgara karşı gerdin onu, seni neyden koruyacaksa artık; yağmurdan mı rüzgardan mı ıslanmaktan mı? yoksa su birikintisine boşluğa düşer gibi düşmekten korktuğun için mi kaçtın? ya da kendinden mi kaçtın? yağmur hüznü getirir derler, hüzün yaşanmışlıkların getirisidir. acaba dur dur sen kendinden, kendi düşüncelerinden, geçmişinden mı kaçtın? belki de yaşanmışlıklarını en derinlere gömdüğünden yorulmaktan kaçtın!